4 - باب
مَا جَاءَ فِي
الْوَفَاءِ
بِالأَمَانِ
4. Verilen Güvenceye
Uymak
حَدَّثَنِي
يَحْيَى،
عَنْ
مَالِكٍ،
عَنْ رَجُلٍ
مِنْ أَهْلِ
الْكُوفَةِ :
أَنَّ عُمَرَ
بْنَ
الْخَطَّابِ
كَتَبَ إِلَى
عَامِلِ
جَيْشٍ،
كَانَ
بَعَثَهُ : إِنَّهُ
بَلَغَنِي
أَنَّ
رِجَالاً
مِنْكُمْ
يَطْلُبُونَ
الْعِلْجَ،
حَتَّى إِذَا
أَسْنَدَ فِي
الْجَبَلِ
وَامْتَنَعَ،
قَالَ رَجُلٌ
: مَطْرَسْ -
يَقُولَ لاَ
تَخَفْ -، فَإِذَا
أَدْرَكَهُ
قَتَلَهُ،
وَإِنِّي
وَالَّذِي نَفْسِي
بِيَدِهِ لاَ
أَعْلَمُ
مَكَانَ وَاحِدٍ
فَعَلَ
ذَلِكَ،
إِلاَّ
ضَرَبْتُ
عُنُقَهُ(
قَالَ
يَحْيَى :
سَمِعْتُ
مَالِكاً
يَقُولُ : لَيْسَ
هَذَا
الْحَدِيثُ
بِالْمُجْتَمَعِ
عَلَيْهِ،
وَلَيْسَ
عَلَيْهِ
الْعَمَلُ.
İmam Malik,
Kufeli bir adamdan naklediyor: Ömer b. el-Hattab kendisinin gönderdiği bir ordu
kumandanına şunları yazdı:
Duyduğuma göre, sizden
bazıları acem ileri gelenlerini takip ediyor. Dağa dayanınca geri çekiliyorlar.
Bu sırada onlardan biri (düşmanına) farsça matras yani korkma, der. Fakat onu
yakaladığı zaman öldürürmüş. Bunu hiç kimsenin yapacağını sanmıyorum. Yaparsa
Allah'a yemin ederim ki onun boynunu vururum.
İmam Malik der
ki: Bu hadis üzerinde ittifak olmadığı için onunla amel edilmez.
وَسُئِلَ
مَالِكٌ عَنْ
الإِشَارَةِ
بِالأَمَانِ،
أَهِيَ
بِمَنْزِلَةِ
الْكَلاَمِ ؟
فَقَالَ :
نَعَمْ
وَإِنِّي
أَرَى أَنْ
يُتَقَدَّمَ
إِلَى
الْجُيُوشِ :
أَنْ لاَ
تَقْتُلُوا
أَحَداً
أَشَارُوا
إِلَيْهِ
بِالأَمَانِ،
لأَنَّ
الإِشَارَةَ
عِنْدِي
بِمَنْزِلَةِ
الْكَلاَمِ،
وَإِنَّهُ
بَلَغَنِي
أَنَّ عَبْدَ
اللَّهِ بْنَ
عَبَّاسٍ
قَالَ : مَا
خَتَرَ
قَوْمٌ
بِالْعَهْدِ
إِلاَّ
سَلَّطَ اللَّهُ
عَلَيْهِمُ
الْعَدُوَّ.
İmam Malik'e
işaretle aman dilemek sözle aman dilemek yerine geçer mi? diye soruldu. Şu
cevabı verdi:
«Evet, benim
görüşüme göre önceden işaretle aman dileyenlerin isteklerinin kabul edilerek
öldürülmemelerini ordu mensuplarına bildirmek lazımdır. Çünkü benim nazarımda
işaret, söz mevkiindedir. Abdullah b. Abbas'ın şöyle dediği bana nakledildi:
Verdikleri sözde
durmayan (ahdi bozan) hiç bir topluluk yoktur ki, Allah onlara düşmanlarını
musallat etmesin.